Yazılar

İbadethaneler yasal olmaz!

İbadethaneler yasal olmaz!

Cemevi nedir; tekke mi, zaviye mi, dergah mı, zikirhane mi, ibadethane mi, cümbüşhane mi, kültür merkezi mi, yoksa sadece tuğla ve betondan ibaret bir yapı mı?
Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Meclise cemevi yapılmasi talebi, TBMM Başkanlığınca reddedildikten sonra yargıya intikal etti ve bitmeyen cemevi tartışması yeniden açıldı. Bizim de bu konuyu ayrıntılı, açıklayıcı bir şekilde yazmak boynumuzun borcu oldu.
Alevilerin toplu ibadeti “cem”dir. Cemden başka topluca yapılan başka bir ibadet yoktur. Tekkelerde, Zaviyelerde, Dergahlarda, Cemin yapıldığı bir bölüm, oda, ev mutlaka vardır. Kimi zaman o bölüme ‘Meydan Evi’, ‘Tarikat evi’, ‘Dede evi’, ‘Büyük ev’ de denilmekteydi. Cemler bu evlerde yapılmaktaydı. Tekke, Zaviye ve Dergahın bulunmadığı yerleşim yerlerindeki ibadet evleri (bugünkü ismiyle cemevi) aynı zamanda konut amaçlı kullanılmaktaydı. Halen de bu şekilde kullanılmaya devam edildiği yerler bulunmaktadır. İsim olarak cemevi, yeni kullanılmaya başlanan bir adlandırmadır. Cemevleri yeni mi sorusuna verilecek cevap; ‘içerik ve kullanim amaci olarak bin yıldan fazladır vardır, ancak isim olarak yenidir’ demek gerekir. Bir ocak merkezi olan benim köyümde de Dergah bünyesinde tarihi cemevleri bulunmaktadır. Ayrıca köyümüzde yeni yapılmış cemevi de vardır. Cami ise yoktur. 1826’lı yıllarda tıpkı Hacı Bektaş Dergahı’na yapıldığı gibi bizim Dergahımız içerisinde de cami yapılmış ancak kullanılmadığından zamanla yıkılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan sonra çıkartılan ‘Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nda Alevilerin kullandığı tüm ibadethaneler ve inançsal öğeler tek tek tek sayılarak yasaklanırken cemevi ismi geçmemiştir. Çünkü o tarihte cemevi ismi kullanılmıyordu, kullanılsaydı kesinlikle atlamaz, onu da kanun kapsamına alırlardı.
Dedelerimizi, pirlerimizi, mürşitlerimizi, babalarımızı üfürükçü, hokkabaz ilan edip Dergahlarımızın taşınır-taşınmaz tüm mallarına el koyan bu kanunu savunacak değilim, ancak Cemevlerinin yasak kapsamindan kurtulmasının çözümünün bu kanunla bir alakası olmadığını da biliyorum. Hükümet üyeleri ‘Tekke ve Zaviyeler Kanununu kaldıralım, cemevi sorununu çözelim’ derken cemevlerini cami, kilise, havra, sinegog ayarında bir ibadethane değil, bir zikirhane, tarikathane kapsamına sokmaktadır. Hangi kanunu kaldırıp, çıkartırken Alevilerden olur istediniz de şimdi bu kanunu kaldırmak için bizden olur istiyorsunuz?
Cemevlerinin yasaklanması yani ibadethane kapsamı dışında tutulmasi ise 2002 yılında Bülent Ecevit’in Başbakan, Devlet Bahçeli’nin Başbakan Yardımcısı olduğu dönemdeki Bakanlar Kurulu kararıyla olmuştur.
Bugün cemevleri, Alevilerin tartışmasız ibadethanesidir. Alevi kurum, kuruluşları; Ocakları, Dedeleri; Anaları bu konuyu tartışma konusu dahi yapmamaktadır. Bu konuda tartışmasız bir birlik vardır. Cemevleri meşru ibadethanedir. Zaten ibadethaneler de yasal olmaz, meşru olurlar. İbadethaneler devlete bağlı olmaz, toplumun uhtesinde olur.
Cemevlerinin yaşadığı sorunun çözümü Tekke ve Zaviyeler Kanunununda değil, imar kanununda, köy kanununda, enerji kanunundadır. Çözmeye niyeti olan türban sorununu çözdüğü gibi bunu da aynı kolaylıkla çözebilir.

Evrensel Gazetesi /  13 Aralık 2012

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu