‘HTŞ, 10 Mart Mutabakatı’na uymalı; mutabakat Aleviler için önemli bir kazanımdır’
‘HTŞ, 10 Mart Mutabakatı’na uymalı; mutabakat Aleviler için önemli bir kazanımdır’
HTŞ yönetiminin Suriye’de Alevilere yönelik saldırılarına tepki gösteren Aleviler, 10 Mart Mutabakatı’nın Aleviler için de bir kazanım olduğunu, HTŞ’nin mutabakata uymasını talep etti.
HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu İlke Tv’ye şunları söyledi;
‘ALEVİLER TARİHSEL BİR HATA YAPTI’
Suriye’de Alevilerin tarihsel bir hata yaptığını belirten HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, Alevilerin kendi savunma mekanizmalarını kurmamalarının yanlışlığına değinerek şunları söyledi: “Şöyle bir şey var; Suriye’de Alevilerin durumu içler acısı bir halde. İçler acısı derken kastım, sahipsiz bir yerde duruyor olmaları. 2012’de Suriye karıştığı zaman, bütün gruplar kendi tedbirlerini aldı. Dürziler silahlandı, kuzey de SDG çatısı altında silahlandı ve kendi savunma mekanizmalarını oluşturdu.
Üçüncü büyük grup olan Aleviler çok ciddi bir hata yaptı ve Esad’a güvenmeye devam etti. En büyük hataları oydu. Esad’ın kendileri açısından bir yaşamsal güvence olacağını düşündüler. Ancak Esad bir gecede gidince Aleviler ortada kaldı ve katliam süreci de böylelikle başladı. Öncesinde yönelimler vardı, o dönemde Şam Esad’ın elindeydi; ordu vardı, koruyordu, kolluyordu. Ama daha sonra Aleviler tümüyle savunmasız kaldı.
Bu, Alevilerin çok büyük bir tarihsel hatasıdır. Bu hata, Alevilerin ve benzer toplulukların Ortadoğu coğrafyasında ders çıkarması gereken önemli bir hatadır. Çünkü devlet otoritesi ortadan kalktığında ve silah çeşitli grupların eline geçtiğinde, kendi tedbirini almadığın sürece bu tür katliamlar kaçınılmaz hale geliyor. Suriye’deki Aleviler bunu çok acı bir şekilde yaşıyor.”
‘SDG KATLİAMLARA KARŞI ÇABA SARF ETTİ’
Avrupa ve dünya kamuoyunun katliamlara sessiz kaldığını belirten Kenanoğlu, QSD’nin ise fiziki olarak müdahale edemese bile katliamları durdurmak için çabaladığını dile getirdi. Kenanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer taraftan Avrupa toplumu, Amerika gibi ülkeler bu katliamları görmezden geliyor, çünkü onlar da Alevileri Esad yanlısı olarak ele alıyor. Türkiye’deki propaganda da o şekilde; Esad yanlısı ve rejim artığı olarak gösteriyorlar. Bu da orada masum insanların katledilmesine seyirci kalınmasına sebep oluyor.
Aleviler bu açıdan yalnız ve sahipsiz durumda. Zaman zaman bize de soruyorlar: ‘SDG niye sahip çıkmıyor?’ diye. SDG’nin fiziken sahip çıkma imkanı yok çünkü orta yerde Türkiye’nin kontrol ettiği güçler var. SDG’nin orada bir geçiş koridoru yok ki sahip çıkabilsin. Kaldı ki, SDG’nin bu katliamı durdurmak için ne tür gayretler sarf ettiğini de kamuoyu biliyor zaten.
HTŞ, zihniyet olarak Alevi inancını makbul bir inanç olarak görmüyor, o nedenle bu topluluklara inançsal olarak bir saldırı söz konusu. Bunun karşısında uluslararası ve dünya kamuoyunun tepki göstermesinin dışında, Alevilerin orada çok yapabileceği bir şey yok. O kadar ki İsrail saldırısında sokağa çıkmayan HTŞ yanlıları, Aleviler sokağa çıktı diye karşıt olarak sokağa çıkıyorlar. Türkiye’de yaşayan Aleviler olarak da bundan sonra derece endişeliyiz. Hem oradaki insanlarımızın katledilmesinden kaynaklı endişe ve kaygı söz konusu hem de bu meselenin Türkiye tarafından normal olarak görülmesi bize biraz Maraş’ı ve Çorum’u hatırlatıyor. Bu, bizim de yarın benzer durumlarla karşı karşıya kalma riskimizin hâlâ canlı olduğunu gösteriyor. Bu konudaki duyarlılığı artırmaktan başka bir yol yok.”
‘10 MART MUTABAKATI ALEVİLER İÇİN KAZANIMDIR’
10 Mart Mutabakatının Aleviler için önemli olduğunu vurgulayan Kenanoğlu, mutabakata uymayan tarafın HTŞ olduğunu dile belirterek, mutabakatın bir an önce tam anlamıyla hayata geçirilmesini gerektiğini söyledi. Kenanoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“10 Mart Mutabakatı ile şunu ifade etmek isterim: Bu mutabakat meselesinde Türkiye’de çok farklı bir algı oluşturuluyor. İktidar kanadı konuşurken ‘SDG 10 Mart Mutabakatına uysun’ diyor. Ama 10 Mart Mutabakatına uymayan SDG değil ki, tam tersine bir gün sonra mutabakatı ortadan kaldıran HTŞ oldu. Hemen şeriat ilan ettiler, Arap Devleti kurdular ve bakanlar atadılar. 10 Mart Mutabakatını tümüyle ortadan kaldıran HTŞ yönetimi oldu. SDG yönetimi o mutabakatı ortadan kaldıracak bir eylem içerisinde olmadı.
Aleviler açısından da mutabakat, Alevileri kapsayan bir mutabakattır. Orada Şam yönetiminin bütün toplumsal kesimleri kapsayan bir yönetim olacağı ve Alevilerin de bunun içinde yer alacağı öngörülüyor. Bu nedenle mutabakata uyulması, Aleviler açısından hem katliamın durmasına hem de yönetimde yer almalarının sağlanmasına ö açacak bir adımdır. Ben bir Alevi olarak 10 Mart Mutabakatını destekliyorum.”





