Kenanoğlu, Salgın Nedeniyle İnfaz Yasasının Siyasi Tutsakları da Kapsaması İçin Adalet Bakanına Göreve Çağırdı
HDP İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, Coronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerindeki doluluk oranını da hatırlatarak, salgının cezaevlerine sıçraması halinde yaşanabilecek sıkıntılara dikkat çekerek, infaz indiriminde siyasi tutsakların, ağır hasta ve 60 yaş üstü mahpusların, çocuklu kadınların, çocuk tutukluların infazda eşitlik ilkesi ve toplumsal barış çağrıları göz önünde bulundurularak acilen serbest bırakılması yönünde düzeleme yapılması için Adalet Bakanını göreve çağırdı.
Adalet Bakanına gönderilen yazı metni aşağıdadır.
Sayın Abdülhamit GÜL
Adalet Bakanı
Sayın Bakan,
İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde tespit edilen ve birçok ülkeyi etkisi altına alan Covid-19 salgını hızla yayılmaya devam etmektedir. Dünya’da Covi-19 vaka sayısı 900 bini aşmış ve hayatını kaybedenlerin sayısı ise 50 bine yaklaşmıştır.
Dünya üzerinde en fazla vaka 220 bine yaklaşan rakamlarla ABD’de görülmüş ve en fazla ölüm ise İtalya’da 13.500’e yaklaşmaktadır.
Hızla yayılan salgın Türkiye’yi de etkisi altına almaya devam ediyor. Türkiye ilk kez 11 Mart 2020 tarihinde Coronavirüs vakası tespit edildiği açıklanmış, resmi rakamlara göre vaka sayısı 19.000’e yaklaşmış ve 356 can kaybımız vardır.
Bunun yanında sıçraması halinde salgının asıl tehlikeli boyutlara ulaşması riski cezaevleridir. En korunmasız, toplumun en dezavantajlı kesimi zindanlarda ve gösterilmesi gereken özende gösterilmiyor. İçerdekiler bağışıklık sistemi en zayıf insanlardır. Yıllardır zaten sağlıklı beslenemeyen, yoğun stres altında olan, kronik hastalıklarla mücadele eden, yıllardır tedavileri yeterli yapılmayan insanlardan söz ediyoruz.
Bu insanlar iktidar nezdinde Coronavirüs için kolay birer av mıdır? Tek bir vaka bile hızla yayılır ve kitlesel ölümlerle sonuçlanabilir. Hiçbir ilin hastanesi hapishanelerden gelen yüzlerce hastayı kaldıramaz. Alt yapısı, insan kaynakları buna yeterli değildir. Ne mi olur? Bu insanlar, hapishanelerde kapalı kapılar ardında aileleri ve sevdikleri ile vedalaşmadan ölüme terk edilirler.
Realite böyleyken bugünlerde infaz indirimiyle tahliyelerden söz ediliyor. Siyasi tutsakların kapsam dışında tutulacağı söyleniyor. Gözden çıkarılan ilk avlar yani. Bu nasıl bir kindir ve nasıl bir nefrettir ki yaşam hakkı hiçe sayılmakla kalmıyor bir ülkenin önümüzdeki onlarca yıllık toplumsal barışını ve iç siyasetini çatışmalı halden kurtaracak bir yaklaşım gösterilmiyor.
Cezaevinde Coronavirüs bulaştığı resmi olarak kabul edilen ilk mahpus Mazıdağı Belediye Eş Başkanı Nalan Özaydın olmuştur. Daha öncesinde Adli Mahpus olan Arif Yıldırım’ın Coronavirüs yoğun bakımında yattığını duyurulmuştur. Türkiye’deki cezaevlerinin kapasitesi 120 Bin civarında, artırılmış kapasitesinin 218 Bin civarında, Cezaevlerinde kalan kişi sayısının da 300 Bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve İnsan Hakları Derneği raporlarına yansıyan verilere göre; Mart ayı sonu itibariyle, Silivri, Sincan, Kandıra, Kayseri/Bünyan, Diyarbakır, Şakran, Ordu, Tarsus, Kırıkkale, Rize/Kalkandere, Balıkesir/Bandırma, Aksaray, İzmir/Aliağa ve Karabük Cezaevlerinde vakalar olduğu gibi mahkumların kişisel temizlik malzemelerinin verilmediği, düzenli olarak soğuk ve sıcak su akmadığı, cezaevlerinde Coronavirüs salgınına karşı yeterince bilgi verilmediği, yemekhanelerde temizlik, hijyen ve sosyal mesafe kuralına uyulmadığı gibi yoğun şikayetler bildirilmektedir.
Mahpus koğuşlarının kalabalık olduğu, yatakların birbirlerine yakın mesafede olduğu ve bu yakınlıkta uyumak zorunda kaldıkları, sosyal mesafe koyamadıkları, ortak alanlar ve yemekhanelerde çok fazla mahpusun bir araya gelmek zorunda kaldığı aktarılmıştır.
Ayrıca, bazı hapishanelerde bahçenin havanın soğuk olmasından da kaynaklı belirli saatlerde kapatılması, mahpusların hareket alanını kısıtlamış ve aynı anda kapasitenin üstünde mahpusun birbirlerine yakın şekilde aynı alanı kullanmasına neden olmuştur.
Hapishaneler kişisel alan ve hijyenin en az bulunduğu kapalı kurumlardır. Yoğun ve hareketli nüfus, hapishanelerin özellikleri ve organizasyonu bu tür salgınların yayılması için oldukça elverişli ortamlardır.
Bakanlığınızın açıkladığı rakamlara göre; Ocak 2020 itibariyle 355 hapishanede 294 bin mahpus bulunmaktadır. Bu sayılardan 11 bin civarında tutuklu ve hükümlünün kadın olduğu ifade edilmiş, kesin tutuklu ve hükümlü sayıları verilmemiştir. Cezaevlerinde 3 bin 100 çocuk hükümlü ve tutuklu bulunurken, 780 çocuk ise anneleri ile birlikte cezaevlerinde kalmaktadır.
Bu durumda cezaevlerinde artırılmış kapasitenin üstünde yaklaşık 66 bin tutuklunun ve hükümlünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu da cezaevlerinin fiziksel koşullarının daha da kötüleşmesine ve hak mahrumiyetlerinde ciddi bir artışa yol açmaktadır.
Bugün Türkiye cezaevlerinde İHD verilerine göre 2019 yılında tespit edilebilen 457’si ağır hastalığı bulunan toplamda 1333 hasta mahpus bulunmaktadır. Kaldı ki, mevcut hasta mahpus sayısı bu rakamın çok üzerindedir. Yaşamını tek başına idame ettiremeyen, sağlıklı koşullarda tedavisi yapılmayan ağır hasta mahpuslar, ağır yaşam hakkı ihlaline maruz kalmaktadırlar.
Türkiye’de hapishanelerin mevcut kapasitelerinin çok üstünde insan nüfusu barındırması, fiziksel koşulların daha da ağırlaşmasına neden olmakta ve sağlık açısından ciddi riskler taşıyan önemli bir tehdit olarak durmaktadır. Bu gibi kapalı kurumlarda virüsün yayılmasının ne kadar ciddi problemler yaratabileceği hali hazırda İtalya ve İran hapishanelerinde görülmektedir.
Hapishanelerdeki mahpusların ve hapishane personelinin; mahpus yakınlarının ve avukatların sağlığı sorununun bir halk sağlığı sorunu olduğu göz önünde bulundurularak ilgili kamu kurum ve kuruluşların buralarda da gerekli önlemleri almaları gerekmektedir.
Adalet Bakanlığının hapishaneler ile ilgili açıkladığı önlemlerin yetersiz olduğunu belirtmek isteriz.
Dolayısıyla, yukarıdaki açıkladığımız nedenlerle salgına karşı hapishanelerde gerekli önlemlerin acilen alınması ve bu önlemlerin, insanlık onuruyla bağdaşır ve hak ihlaline yol açmayacak şekilde uygulanması gerektiğini ifade ediyoruz.
Bu bağlamda;
- Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını,
- Virüsün özellikle 60 yaş üstü kişilerde ölümcül etkisi göz önünde bulundurularak 60 yaş üstü mahpusların tedbiren serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını,
- Hamile ve çocuklu kadınların (780 çocuk anneleri ile birlikte kalıyor), çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek serbest bırakılmaları ve infazlarının ertelenmesini,
- Çocuk tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını,
- Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kullanılarak suçlanan siyasi tutukluların (Milletvekilleri, Belediye eş başkanları, belediye meclis ve il genel meclis üyeleri, Avukatlar, Gazeteciler, İnsan hakları savunucuları, aydın ve yazarlar, aktivistler, sendikacılar, öğrenciler gibi )bir an önce serbest bırakılmasını,
- Son dönemde kamuoyu gündeminde olan infaz düzenlenmesine ilişkin yasa teklifi çalışmalarının infazda eşitlik ilkesi, infaz sürelerinin kısaltılması ve dezavantajlı mahpus grupların mağduriyetleri göz önünde bulundurularak derhal yasalaştırılmasını,
- Tutuklamanın istisna olduğu gerçeğinden hareketle tüm tutukluların durumlarının dosya üzerinde incelenerek bir an önce tahliyelerinin sağlanmasını,
- Mahpusların hak mahrumiyetine sebep olacak(şartla infaz süresinin uygulanması, görüş hakkı, sevk hakkı gibi) disiplin cezalarının uygulanmasından vazgeçilmesini,
- Hapishanelerde Coronavirüs salgını ile ilgili alınan/alınacak önlemler, karantina uygulamaları ile mahpusların sağlık durumları konusunda başta mahpusların aile ve avukatları olmak üzere kamuoyunun düzenli olarak bilgilendirilmesini,
bir kez daha talep etmekteyiz.
Siyasi iktidarın uzun zamandır gündeminde bulunan infaz kanunu değişikliği, Covid-19 salgını da göz önüne alınarak infazda koşullu salıverme sürelerinin eşitliği ilkesine uygun yapılmalı, hasta mahpuslar başta olmak üzere dezavantajlı grupların kısa sürede tahliyesini sağlayacak düzeyde düzenlemeleri içermelidir.
Durumun önemini ve aciliyetini bir kez daha dikkatlerinize sunar çok geç olmadan gerekli önlemlerin alınmasını, toplumsal barış ve insani gerekçeler adına tarafınızdan bekleriz. 02/04/2020
Ali KENANOĞLU
İstanbul Milletvekili