ManşetTBMM Faaliyetleri

Kenanoğlu, Asıl Darbe Kayyum Uygulamalarıdır

HDP İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, aynı zamanda AKP genel başkanı olan Erdoğan hükümetinin İçişleri Bakanlığı talimatıyla, 19 Ağustos’tan bugüne, 3’ü Büyükşehir, 4’ü İl, 32’si İlçe, 6’sı belde belediyesi olmak üzere toplam 45 HDP’li belediyenin seçilmiş belediye eş başkanlarının görevden uzaklaştırılmasının halk iradesinin gaspı anlamına geldiğine vurgu yaparak, yanıtlanması istemiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a soru önergesi verdi.

Soru önergesi metni aşağıdadır.


 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

  

Aşağıda belirtilen soruların Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY tarafından anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğü ’nün 96. ve 99. maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

 

 

                                                                                               

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 31 Mart 2019 resmi seçim sonuçlarına göre 3 Büyükşehir 5 İl, 45 İlçe ve 12 Belde olmak üzere toplam 65 Belediye Başkanlığı, 1.230 Belediye Meclis Üyeliği ve 102 İl Genel Meclis Üyeliği kazanmıştır.

Seçilmişlerimizin adaylıklarını bizatihi kendisi kabul eden Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart seçimlerinin hemen ardından almış olduğu hukuksuz bir kararla, OHAL KHK’leriyle işten atılan kişilerin Belediye Başkanı veya Belediye Meclis Üyesi olamayacaklarına hükmederek halk iradesini yok saymış ve seçilmişlerimizin mazbatalarını gasp etmiştir.

19 Ağustos’tan bugüne, 3’ü Büyükşehir, 4’ü İl, 32’si İlçe, 6’sı belde belediyesi olmak üzere toplam 45 belediyemizin belediye eş başkanları, aynı zamanda AKP genel başkanı olan Erdoğan hükümetinin İçişleri Bakanlığı talimatıyla görevden uzaklaştırılmıştır.

Söz konusu belediyelerimize, il ve ilçelerde hükümetin atamasıyla mülki idare amir sıfatıyla görev yapan il valileri ve ilçe kaymakamları kayyım (belediye başkan vekili) olarak atanmışlardır.

– Toplam 28 Belediye eş başkanımız tutuklanarak cezaevine hapsedilmiştir.

– Halen 21 Belediye eş başkanımızın tutuklulukları devam ettirilmektedir.

– Bugün itibari ile 9 belediye eş başkanımız gözaltında bulunmaktadır.

– 31 Mart’tan bugüne, çeşitli tarihlerde olmak üzere toplam 80 belediye meclis üyemiz gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan meclis üyelerimizden 11’i tutuklanmıştır.

– 31 Mart’tan bugüne, çeşitli tarihlerde olmak üzere toplam 69 Belediye Meclis Üyemiz görevden uzaklaştırılmıştır.

– 31 Mart seçimleriyle göreve gelen 7 il genel meclis üyemiz, 9 Eylül 2019 günü eş zamanlı olarak görevden uzaklaştırılmıştır. Görevden uzaklaştırılan il genel meclis üyelerimizin tamamı Muş il genel meclisi “seçilmiş” üyeleridir.

– 31 Mart seçimleriyle göreve gelen 2 il genel meclis üyemiz tutuklanarak cezaevine hapsedilmiştir.

Kayyım atamaları sonucunda 31 Mart seçimlerinde “seçilen” toplam 867, HDP’li 640 belediye meclis üyesinin iradeleri, (belediye meclisleri feshedildiği için) fiilen gasp edilmiştir.

Kayyım atamalarıyla birlikte belediye meclislerinde sadece HDP’li üyelerin iradeleri değil, diğer partilerden seçilen belediye meclis üyelerinin iradeleri de gasp edilmiştir.

Buna göre, kayyım atanan 45 belediyenin sınırları içerisinde yaşayan-hangi partiye/adaya oy verdiği fark etmeksizin-kentinin “seçilmiş” bir belediye yönetimi tarafından yönetilmesi için oy kullanmış 3.220.390 (3 milyonu aşkın) seçmenin/yurttaşın iradeleri kayyım uygulaması yoluyla askıya alınmış/gasp edilmiştir.

Bütün dünya pandemi ile savaşırken, AKP iktidarı belediyelere kayyım atayarak baskıcı, anti demokratik politikalarla hem halkın iradesine darbe vurmakta hem de halk sağlığını tehdit etmektedir.

Tüm dünyaya hızla yayılan ve binlerce insanın ölümüne neden olan Koronavirüse karşı halk sağlığını savunmak adına şehrin sokaklarını yıkamak, tüm kurum ve eczaneleri dezenfekte etmek gibi etkili çalışmalar, halkın mağdur olmaması için su faturalarının iptali gibi somut adımlar atan HDP’li belediyelere yapılan baskın ve atanan kayyımlar, belediyelerin bu salgınla mücadelesini engellemekte ve halk sağlığını büyük bir tehlikeye atmaktadır.

Bu bağlamda;

  1. 31 Mart yerel Seçimlerinin hemen ardından kazandığımız belediyelere ve seçilmişlerimize dönük yapılan bu kayyum gaspları, görevden uzaklaştırma ve tutuklamalar bir devlet politikası mıdır?
  2. Yüksek Seçim Kurulu kararı ile adaylıkları kabul edilen seçilmişlerin, seçildikten sonra mazbatalarının verilmeyişini hangi ulusal veya uluslararası hukuk normlarına dayandırıyorsunuz?
  3. Demokrasinin en temel ilkelerinden biri olan seçimler sonucunda halkın iradesiyle seçilenleri görevlerinden uzaklaştırmak hangi amaca hizmet etmektedir?
  4. Tüm dünyada Koronavirüse karşı mücadele edilirken, Türkiye’de salgınla mücadele eden belediyelerin çalışmalarının engellenmesi, kamu sağlığının tehlikeye atılmasının gerekçesi nedir?
  5. Seçme ve seçilme hakkıyla ve demokratik seçimlerle göreve gelen seçilmişlerin yerine kayyım atamaları Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına uygun mudur?
  6. Salgın nedeniyle insanların evde kalmasının önemi tüm yöneticiler tarafından vurgulanırken, herkes evindeyken kapılar kırılarak gözaltı yapılmasının gerekçesi nedir?
  7. Kayyım protestoları esnasında güvenlik güçlerinin protestoculara yönelik uyguladığı fiziksel ve sözlü şiddetten dolayı, görevi kötüye kullanmaları ve insan haklarını ihlal etmeleri nedeniyle bu polis memurları hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır?
  8. Seçilmişlerin somutlaşmış bir dosyası olmamasına rağmen kayyım yöntemi ile belediyeleri gasp etmeyi hangi hukuk ile sahipleniyorsunuz?

Not: Cumhurbaşkanlığının 17/06/2020 tarihli, 21056 sayılı yazısı üzerine, 12/08/2020 tarihli, 8386 sayılı yazımız ile İçişleri Bakanlığına yazılmıştır.

 

                    

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu