Soru ÖnergeleriTBMM Faaliyetleri

Kenanoğlu, ormanlık alanlarda yapılaşmanın önünü açan yönetmelik değişikliğini Tarım ve Orman Bakanı’na sordu

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, ormanlık alanlarda yapılaşmanın önünü açan 30 Kasım 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğini Tarım ve Orman Bakanı’na sordu. Soru önergesinde Paris İklim Anlaşması başta olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaları ve Anayasayı hatırlatan Kenanoğlu, ormanların iklim değişikliğine karşı hayati önemde olduğunu belirterek ormanların yapılaşmaya açılmasının geri dönüşü olmayan yaşamsal tahribatlar yaracağını ifade etti.

Soru önergesi metni aşağıda yer almaktadır.


 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

 

 

Aşağıda belirtilen sorularımın Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir PAKDEMİRLİ tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.        

 

 

 

 

Türkiye, Akdeniz havzasında yer alması nedeniyle iklim değişikliğinden şiddetli zarar görecek bir coğrafyadadır. Aşırı sıcaklık artışı, kuraklık, bunlara bağlı su kıtlığı, kimi yerlerde şiddetli yağışlar ve seller, gitgide artan orman yangınları gibi felaketler hali hazırda ülkemizde yaşanmaktadır. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında, 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM’de kabul edilen Paris İklim Anlaşması 10 kasım 2021’de yürürlüğe girmiştir. Bu sene Kasım ayında 26’ncısı düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı olan COP26’da, bilindiği gibi Türkiye 2053 yılında Net Sıfır hedefini açıklamış, bununla ilişkili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye’nin İklim Değişikliği ile mücadelenin baş aktörü olacağını belirtmiştir. Türkiye ayrıca COP26 kapsamında 12 Kasım 2021 tarihinde “Orman ve Toprak kullanımı üzerine Glasgow Liderler Bildirisi”ne taraf olmuş ve orman varlıklarını, karasal ekosistemleri korumayı taahhüt etmiştir. Bu bildiri, insan kaynaklı sera gazı emisyonlarını dengelemede ormanların, biyoçeşitliliğin ve sürdürülebilir toprak kullanımının kritik ve birbiriyle ilişkili rollerine vurgu yapmaktadır. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı 2022 yıllık programında, bozuk orman alanlarında sürdürülebilir orman yönetimi kriterleri çerçevesinde rehabilitasyon çalışmalarıyla verimli orman alanlarının artırılması hedeflenmekte ve 2020 yılında % 29,4 olarak verilen orman alanlarının ülke yüzölçümüne oranının 2022 yılında % 29,8’e çıkarılmasını öngörmektedir. Çok sayıda endemik türü barındıran ormanlarımızın korunması ve yangınlardan veya diğer sebeplerden zarar gören ormanlık alanların kendini yenilemesine izin verilmesi sadece biyoçeşitliliğin muhafaza edilmesi yönüyle değil, aynı zamanda kuraklık, çölleşme ve erozyonla mücadelede ve iklim değişimiyle mücadelede hayati öneme sahiptir. Bu hayati önemleri nedeniyle ormanlarımız Anayasal güvence altına alınmıştır: Anayasa’nın 169. maddesinde çok net ve açık bir şekilde “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir…. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir…. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” hükümleri yer almaktadır. Bütün bunlara karşılık, 30.11.2021 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi 3. fıkrasının uygulanması hakkında yönetmelikle yapılan değişiklikler ormanlarımızı “kamu yararı” gerekliliği gibi bir gerekçeyle tam anlamıyla yapılaşmaya  açmaktadır. Yönetmelikte kamu yararı için ormanlık alanlarda inşa edilebileceği belirtilen enerji üretim santralleri, haberleşme tesisleri, petrol ve doğal gaz arama, jeotermal kaynak, mineralli su arama, katı atık bertaraf ve depolama tesisleri, patlayıcı madde deposu, hastane, sokak hayvanları barınağı, ilk-orta-lise ve dini tesisler, spor tesisleri… gibi tesisler orman varlıklarımızda ve buralarda yaşayan endemik türler üzerinde geri dönüşü olmayan bir tahribata ve ekosistemde yıkıma yol açacaktır. Yönetmelikte geçen tüm bu tesislerin ormanlık alanlarda kurulması için ne bir kamu yararı ne de zaruret bulunmadığı çok açıktır. Bu kapsamda;

  1. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi 3. fıkrasının uygulanması hakkında yönetmelikle yapılan değişikliklerin amacı nedir? Bu yönetmelikle kimler içindir ve nasıl bir fayda beklenmektedir?
  2. Yönetmelikte bahsi geçen tesislerin ormanlık alanlara yapılmasında ne tür bi kamu yararı veya ne tür bir zaruret bulunmaktadır?
  3. Söz konusu yönetmelik Anayasa’nın 169. maddesine aykırı değil midir?
  4. Adı geçen yönetmelik, Paris Anlaşması beklentileriyle, Orman ve Toprak kullanımı üzerine Glasgow Liderler Bildirisi’yle, Tarım ve Orman Bakanlığı 2019-2023 Stratejik Planı’yla, Cumhurbaşkanlığı 2022 yıllık program ile uyumlu mudur?
  5. Söz konusu yönetmelikle meydana gelebilecek doğa üzerindeki tahribatın boyutları değerlendirilmiş midir?
  6. Bakanlığınız ormanların parçalanmasını, orman vasfını yitiren alanların sınırlandırılmasını ve ormanların yok olmasını engellemek için ne tür önlemler almaktadır?
  7. Yangınlarla ve diğer nedenlerle tahrip olan ormanlık alanlar, ormanın kendini yenileyebilmesi için koruma altına alınmakta mıdır, yoksa kamuoyuna yansıdığı gibi turizm, yenilenebilir enerji tesisi vs. amaçlarla kullanıma mı açılmaktadır?

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu