ManşetYazılar

Cemevleri sayısındaki artış ve AKP etkisi

AKP siyasetçileri cemevi konusu olduğunda arada bir kendi dönemlerinde cemevi sayısındaki artıştan bahsedip bunu kendi hanelerine yazmaya kalkıyorlar.

En son birkaç gün önce Burhan Kuzu, “Alevi kardeşlerimiz bilmeliler ki, cemevi sayısı Ak Parti döneminde yüzde 900 artarak 937’ye ulaştı. Hani bunu da bilelim dedim.” şeklinde bir tweet attı. Daha önce de Emrullah İşler, Bekir Bozdağ, Veysi Kaynak gibi bir çok AKP üst düzey yönetici, bakan ve milletvekilinin aynı türden açıklamaları web ortamında durmaktadır. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi cemevleri kentlerde 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı sonrasında yapılmaya başlanmıştır. Daha önceleri köylerde işlevsel olarak  cemevleri; pir evi, meydan evi, dede evi, ana evi, ocak  gibi isimlerle yer almaktaydı.

Alevilerin kentlere göçü ve 93 Madımak Katliamı sonrası Alevilerin kendi inançları üzerinden örgütlenme ihtiyacı ve kentli Aleviler üzerinde yoğunlaşan asimilasyon baskısı Alevilerin kentlerde ibadethanelerini inşa etme gerekliliğini doğurmuştur.  1993 Sivas Madımak Katliamı’ndan sonra kentlerde yoğun olarak Aleviler köy derneklerinde feodal örgütlenme içerisindeydiler. 1993’ün hemen sonrasında mahallelerde bulunan köy dernekleri bir araya gelerek cemevi derneği ve/veya vakıf kurmaya başladılar. Amaçları cemevi yapmak olan köy dernekleri Alevi ismiyle dernek, vakıf kurmak yasak olduğu için Alevi pirlerinin isimlerini kullandılar.

Bu dernekler daha çok bilinir ve Sünni toplum yapısı tarafından da kabul görülürlüğü olduğu için çoğunlukla Hacı Bektaş Veli ismi ile kuruldu.

Bunun yanı sıra Pir Sultan Abdal ismi de yoğun olarak kullanıldı. 2002 yılında Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği yöneticilerinin yargılanması sonucunda mahkeme kararıyla alındıktan sonra Alevi ismiyle de kurumlar kurulmaya başlandı. Kurulan bu kurumlar bir dernek ve/veya vakıf binası olarak cemevi yapmak için harekete geçtiklerinde öncelikle arsa sorunuyla karşılaştılar.

Çünkü cemevleri ibadethane olarak kabul edilmediğinden mahallelerindeki ibadethane arazilerini alamadılar. Bu konuda üç yol izlendi; birincisi belediyelerden tahsis, ikincisi satın alma, üçüncüsü ise hazine ya da belediye arazilerini işgal etme.

Belediyelerin arsa tahsisi hayli sorunluydu, ancak 2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı sonrasında, Alevileri devletin yanına yedeklemek için iktidar kimi Alevi kurumlarını destekleme kararı aldı. Bu destek çerçevesinde bazı yerlerde arsa tahsisleri yapıldı. Çoğunluk ise satın alma veya işgal yöntemini kullandı. Buradaki “işgal” tanımı devlete aittir. Bizim açımızdan zaten mahallemizde bizlere ait olan kamu arazisine yine kamunun ihtiyacı olan bir ibadethane yapmak amacıyla kullanılmış arazilere işgal denemez.

1993’den bu tarafa ve halen dahi cemevleri ibadethane olarak kabul edilmediği için imar planı gereğince ibadethane olarak ayrılan arazilere cemevi yapılamıyor. İyi niyetli ve meseleye çözüm odaklı bakan belediyeler “kültür merkezi” adı altında bu amaçla ayrılmış arazileri tahsis edebilmektedir. Ayrıca kimi belediyeler de cemevlerinin yapımında iş ve malzeme yardımında bulunmaktadırlar.

Osman Baydemir gibi anahtar teslimi cemevi yapan ve bundan dolayı da yargılanan belediye başkanları da bulunmaktadır.

Tam da burada Burhan Kuzu gibilerine sormak lazım, madem sizin döneminizde cemevi sayısı arttı, madem siz cemevlerini bu kadar destekliyorsunuz neden o zaman cemevi yaptırdığı için Osman Baydemir hakkında soruşturma açıldı? Neden hâlâ cemevleri ibadethane olarak kabul edilmediği için arsa dahil bir çok sorun yaşanmaktadır? Neden cemevlerini ibadethane olarak kabul eden yerel ve AİHM mahkeme kararları uygulanmıyor? Neden cemevlerini ibadethane kabul eden Danıştay kararı uygulanmıyor da Esenyurt’taki cemevimizin elektrikleri mahkeme kararına rağmen polis eşliğinde kesiliyor?Bütün bu soruların cevabı şudur; son on dört yılda cemevleri sayısı arttı artmasına da bu artış size rağmen gerçekleşti. Bu artış Alevi toplumunun inancına sahip çıkması ve AKP’li dahil kimi yerel yönetimlerin merkezi iktidara rağmen iyi niyetli destekleri sonucunda arttı. Alevilerin kendilerini güvende hissetmemesi ve cemevlerini bir güven merkezi olarak görmeleri ve orada toplanma, toparlanma ihtiyaçları sonucunda arttı. Kendini yalnız hisseden Alevi toplumunun aidiyet duygusunu pekiştirme ihtiyacı nedeniyle arttı. Alevilerin gitgide artan asimilasyon baskısı karşısında inancına, ibadetine sahip çıkması sonucu arttı. Aşk ile…

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu