4 Kasım 2016 yılında eski eş genel başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile birlikte 9 milletvekili arkadaşımıza yönelik organize bir şekilde gerçekleştirilen operasyonları bir kez daha Esenyurt ilçe örgütümüzün önünde lanetledik.
Küçükçekmece ilçe örgütümüzün genel kuruluna katıldık. Genel Kurul sırasında yaptığımız konuşmada mevcut yönetimimize teşekkür edip yeni seçilecek arkadaşlarımıza başarılar diledik.
Tokat’a ve Tokatlıların sorunlarına diğergamlıkla yaklaşabilecek katılımcılarla oluşturduğumuz ve zaman içerisinde daha da büyüyeceğini umut ettiğimiz “Demokrat Tokatlılar Platformu”nun toplantısına katıldık.
6-7 Kasım Salı;
2 gün boyunca “Bu Suça Ortak Olmayacağız” metninin sahibi Barış İmzacısı Akademisyenler’in yargılandığı davayı takip etmek ve kendileriyle dayanışmak üzere Çağlayan Adliyesi’ndeydik.
8 Kasım Çarşamba;
Bu gün de Barış İmzacısı Akademisyen dostlarımızın davalarını takip etmek üzere gün içerisinde ilk olarak Çağlayan Adliyesi’ndeki yerimizi aldık.
Daha sonra, milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Demokrasiye Çağrı Grubu’nun “Yerel Demokrasi Buluşmaları” adı altında düzenlediği basın açıklamasına katıldık.
Yine, aynı gün içerisinde, Devrimci Parti’ye yönelik başlatılan gözaltı operasyonlarını protesto etmek için İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklamasında yer aldık.
9 Kasım Cuma;
9-10-11-12 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz Almanya ziyaretimizin ilk gününde Lubeck Alevi Kültür Merkezi’nde Alevi toplumu ve HDK çevresiyle buluşup Türkiye’deki siyasi gelişmeler ve Alevi toplumunun sorunları ve bu sorunların çözüm yolları üzerine sunum yaptık. Sunumumuz sonrasında etkinliğe katılan Can’lar ile sohbet ettik, karşılıklı tartışmalar yürüttük.
10 Kasım Cumartesi;
Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nde Alevi toplumu ve HDK çevresiyle buluşup Türkiye’deki siyasi gelişmeler ve Alevi toplumunun maruz kaldığı sorunlar ve bunlara yönelik çözüm yolları üzerine konuştuk.
Gün içerisinde Hamburg Eyalet Parlamentosu’nu da ziyaret ettik. Ziyaretimiz sırasında SPD, Yeşiller ve FTP parti grup temsilcileriyle yemekte bir araya geldik.
11 Kasım Pazar;
Neumünster Alevi Kültür Merkezi’nde Alevi toplumuyla bir araya geldik. Etkinlik kapsamında Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeler ve Alevi toplumunun sorunları üzerine odaklandık. Yanı sıra, bu sorunlara yönelik çözüm önerileri üretebilmek adına tartışmalar yürüttük.
11 Kasım günü ayrıca Schleswıg-Holstein Eyalet Paralamentosu’nda Yeşiller ve CDU grup yönetimleri ile bir araya geldik. Ziyaretimiz sırasında Almanya-Türkiye ilişkilerine dair fikir alışverişinde bulunduk.
Ayrıca, Schleswıg-Holstein Parlamentosu Avrupa Komisyonu Başkanı ve SPD milletvekili Wolfgang Baasch ile mevcut siyasi gelişmeler hakkında istişarelerde bulunduk.
12 Kasım Pazartesi;
Kiel Alevi Kültür Merkezi’nde Alevi toplumuyla buluşup Türkiye’de yaşanan mevcut siyasi gelişmeler ve Alevilerin süregelen problemleri ve bu noktadaki çözüm önerileri üzerine düzenlenen etkinlikteki yerimizi aldık.
14 Kasım Çarşamba;
Şeyh Bedrettin’e ve anısına ithafen çekilen belgesel film gösteriminin galasına katıldık. Film gösterimi öncesinde kürsüye çıkıp Şeyh Bedrettin’in toplumsal belleğimizin direniş kesitindeki öneme binaen bir konuşma gerçekleştirdik.
15 Kasım Çarşamba;
15 Kasım 1937’de idam edilen Seyit Rıza ve yoldaşlarını anmak üzere eş genel başkanımız Sn. Sezai Temelli ve milletvekili arkadaşlarımız Alican Önlü, Kemal Bülbül ve Zeynel Özen ile birlikte Dersim’deydik.
Gün boyu süren anma etkinlikleri kapsamında ilk olarak Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasının ardından, akşam saatlerinde yine aynı meydanda Seyit Rıza ve Yoldaşları için hep beraber çıralarımızı ve mumlarımızı yaktık.
18 Kasım Pazar;
Tekirdağ il örgütümüzün kongresine katıldık.
20 Kasım Salı;
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar, Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ön gören Kanun Teklifi’ne ilişkin Meclis Genel Kurulu’nda konuşma gerçekleştirdik. Konuşmamız kapsamında, içerisinden geçtiğimiz ekonomik ve toplumsal kriz göz ardı edilerek Meclis’in böyle bir mesele ile meşgul ediliyor olmasını şaşkınlıkla karşıladığımızı ifade ettik.
Yine aynı genel kurul konuşmamızın içerisinde Avrupa Alevi Hareketi’ne yönelik başlatılan saldırıları da dile getirdik. Yakın zamanda bir TV kanalında yayınlanan program sırasında Avrupa Alevi Hareketi’nin Ali’siz Alevilik ve bununa ilintili olarak da Türkiye’yi bölmeye yönelik ajanlık faaliyetleri yürüttükleri iddia edilmişti. Bu iddiaların mesnetsiz olduğunu ve bu ifadelerin asıl kaynağının Avrupa Alevi Hareketi’nin Aleviliğe ilişkin Avrupa’da elde ettiği kazanımların Türkiye için örnek teşkil edeceği kaygısı olduğunu belirttik.
Konuşmamızın son kısmında, Selahattin Demirtaş ve diğer milletvekili arkadaşlarımızın siyasi gerekçelerle içeride tutuldukları ve AİHM tarafından verilen kararın bir an önce uygulanması gerektiğini Meclis Genel Kurulu’nda gündemleştirdik.
21 Kasım Çarşamba;
Meclis Genel Kurulu’ndaki tartışmaları takip etmek üzere TBMM’de idik.
22 Kasım Perşembe;
TBMM Genel Kurulu’na katıldık. Genel Kurul kapsamında gerçekleştirilen tartışmalara ve oylamalara katıldık.
23 Kasım Cuma;
Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu tarafından 24-26 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek etkinliklere katılmak üzere Fransa’ya yola çıktık.
24 Kasım Cumartesi;
Strasbourg Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye’deki Siyasi Gelişmeler ve Aleviler başlıklı panel kapsamında eski bakan ve CHP milletvekili Fikri Sağlar ve FUAF eş başkanı Hakan Alca ile birlikte konuşmacılar arasındaydık. Türkiye’deki mevcut siyasi gelişmeler ve Türkiye’de yaşayan Alevilerin sorunlarına değindiğimiz etkinlik kapsamında, konuşmacılar arasında Fikri Sağlar’ında yer alması sebebiyle, sık sık seçimlere yönelik olası bir HDP-CHP dirsek temasının gündemde olup olmadığına yönelik sorularla karşılaşmız olmamız dikkat çekiciydi. Konuyla ilgili, bu noktada, ilkeler etrafında bir demokrasi mücadelesi ihtiyacının belirleyici olacağını ifade ettik.
25 Kasım Cumartesi;
Mullhouse Alevi Kültür Merkezi’nde yine Türkiye’deki Siyasi Gelişmeler ve Aleviler başlığı altında düzenlenen panelde bir araya geldik. Strasbourg benzeri tartışmaların yaşandığı etkinlik kapsamında, Türkiye’de bir demokrasi cephesine en acilinden ihtiyaç olduğunu vurguladık.
27 Kasım Salı;
Parti grup toplantımıza katılmak üzere Karadeniz’den gelen partili yoldaşlarımızı partimizin TBMM’de bulunan grup toplantı salonunda ağırladık.
Daha sonra, 12:45’te başlayan parti grup toplantımızda divan nöbetçisi olarak yer aldık.
Silivri Cezaevi’nde hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan TV10 emekçisi ve yöneticileriyle görüşmek amacıyla Adalet Bakanlığı’na yapmış olduğumuz başvuruların yanıtsız bırakılıyor olmasını TBMM Genel Kurulu’nda teşhir ettik. Bu hukuksuz, keyfi yaklaşımın bir an önce son bulması gerektiğini konuşmamız kapsamında dile getirdik.
28 Kasım Çarşamba;
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 15 sıra sayılı Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin ikinci bölümü üzerinde HDP Grubu adına söz aldık. Konuşmamız kapsamında önümüze getirilen kanun teklifinin insan merkezli olduğunu, ekosistemdeki unsurların bir aradalığını göz ardı ettiğini ve ciddi ekolojik tahribatlara yol açacağını belirttik.
Aynı konuşmanın devamında, Tokat’ın Zile ve Yozgat’ın Çekerek ilçeleri arasında yer alan Çekerek Irmağı üzerinde yapılan 8 ünitelik HES projesinin yol açtığı ekolojik kıyımı gündemleştirdik. Ekolojik yansımalarına ek olarak projenin hukuksuz bir şekilde ilerlediğini, ÇED raporunun proje sahibi firma lehine düzenlendiğini ve Danıştay’ın projenin durdurulmasına dair verdiği kararın bir an önce uygulanması gerektiğini dile getirdik.
Konuşmanın son kısmında, 2018 yaz aylarında Dersim, Lice, Kulp, Nusaybin ilçelerinde yaşanan doğa katliamını ve bu katliamlarının günahının kefaretinin hala ödenmediğini belirttik.
