Araştırma Önergeleri

HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu milletvekillerinden Alevi öğrencilerin din derslerinde maruz kaldığı nefret söylemlerine ilişkin araştırma önergesi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu milletvekilleri, din derslerinde Alevi öğrencilerin maruz kaldığı nefret söylemlerine ilişkin önergesi verdi. Alevi öğrencilerin maruz kaldığı ve kamuoyuna yansıyan nefret söylemlerine dikkat çeken HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ve HDP İstanbul Milletvekilleri Zeynel Özen ve Ali KENANOĞLU, yargı kararlarına rağmen yaşanan sorunların ve mağduriyetlerin önüne geçilmesi için din dersi dayatmasına karşı çözüm yollarının araştırılması gerektiğini ifade etti.

Araştırma önergesi metni aşağıda yer almaktadır.


 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

 

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan “düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” hakkının halen yaşama geçirilmemesi, Alevi öğrencilerin din derslerin maruz kaldıkları nefret söylemlerinin ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmemesi, yargı kararlarına rağmen idarenin uygulamalarından doğan sorunların önüne geçilmemesinin ve en nihayetinde zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Alevi öğrencilere dayatılmasının nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılması için Anayasanın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederiz.

 

 

 

 

 

GEREKÇE

Anadolu, Balkanlar ve Mezopotamya coğrafyasının dolayısıyla da bu toprakların kadim inançlarından birisi olan hak ve hakikat yolundaki Alevi inancına mensup öğrenciler, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde yıllardır sistematik bir ayrımcılığa ve nefret söylemlerine maruz kalmaktalar. Bugüne kadar bu derslerde yaşanan nefret suçu niteliğindeki yüzlerce hadiseden kamuoyuna yansıyan bazıları şunlardır:

2013 yılı içindeki örneklerden birisi; İstanbul Fatih Davutpaşa Lisesi‘nde bir din öğretmeni, ders sırasında tahtaya “Sapkınlar” ve “Doğru yoldakiler” şeklinde iki yol çizip Hristiyan, Musevi ve Alevileri sapkın olmakla suçlamıştır. Yine aynı sene Mersin Gazipaşa Ortaokulu’nda sözleşmeli olarak görev yapan din kültürü dersi öğretmeni “Alevilerin ellerinden yemek yenmez” ifadesi Alevi öğrenciler ve aileler arasında infial etkisi yaratmıştır.

2014’te Cemil Atlas Ortaokulu’nun beşinci sınıflarda din kültürü öğretmenliği yapan İ.T. sınıfta ders esnasında Alevi öğrencilerin ayağa kalkmasını istedi. Olayı çocuklarından duyan veliler, öğretmenin ayağa kalkan iki öğrenciye kelimei şahadet getirmelerini söyleyip, daha sonra istediğini yapan öğrencilere ‘Gerekirse okulunuzu bırakın, ama Kuranı Kerim’i okumayı bırakmayın’ dediği iddia edilmiştir.

Yine aynı sene İstanbul’un Sultangazi ilçesindeki Orhangazi Ortaokulu’nda meydana gelen olayda iddiaya göre Alevi inancına sahip T.İ.Ç. ve A.S. isimli kız öğrenciler adına aileleri okul yönetimine dilekçe verip Kuran-ı Kerim dersine girmemişlerdir. Derse giren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Y.E.Ç yoklama sırasında öğrencilerin derste olmadığını görerek sınıftaki çocuklara “Bu öğrenciler nerede? Neden derse girmiyorlar. Hıristiyan mı bunlar” diye sordu. Bunun üzerine sınıftaki çocuklar arkadaşlarının Alevi olduğuna dikkat çekerek “O Tuncelili Alevi” diye yanıt verdi. Ertesi gün ise iki kız öğrenci öğretmenleri tarafından çağrılarak derse girmeleri için baskısıyla karşılaştı.

2018’de İstanbul Sultanbeyli Maraşal Fevzi Çakmak Ortaokulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan A.H’nin 6. sınıf öğrencilerine ders esnasında “Alevileri oruç tutmayan, namaz kılmayan, sadece H.z. Ali’ye tapan sapkın bir topluluk” olarak  tanımlayan nefret söylemleri kullanıldı.

2019’da İstanbul Arnavutköy’e bağlı Şehit Demet Sezen Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmeninin Alevilere yönelik hakaret içeren ayrımcı ifadeler kullanmıştır. Söylenenlere tepki gösteren 9. sınıf öğrencisini öğretmenin sınıftan kovup notunu kırmakla tehdit etmiştir.

2021 yılında Ankara’nın Mamak ilçesindeki Şehit Ali İhsan Okatan Ortaokulu’nda M.K. adlı din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninin, 8. sınıf öğrencilerine 20 Eylül’deki ders sırasında “Alevi olanlar parmak kaldırsın” dedikten sonra parmak kaldıran öğrencilere “Aleviler neden abdest alıp namaz kılmıyor? Oruç neden tutulmuyor? sorularını yönelttiğine dair iddialar kamuoyuna yansımıştır. Ayrıca “Biz Hazreti Ali’yi sevmeyiz. Hazreti Ali, peygamber efendimizin eşine küfür etmiş” ifadelerini kullandığı da ders anında sınıfta bulunan çocuklar tarafından dile getirilmiştir.

Son olarak 30 Kasım 2022 tarihinde Bursa’da Hürriyet Anadolu Lisesinde görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Mehtap Cengiz’in sınıfta, “Ben Alevilerin gittikleri yolun yanlış olduğunu düşünüyorum. Çoğu Alevi ailede çocuğun kimden olduğu belli değil. Alevilerin Hz. Ali’yi Hz. Peygamberimizin yerine koyduklarını, çoğu Alevinin ahlaki açıdan bozuklukları bulunduğunu, bir erkek ile kız öğrencinin ders dışında konuşmasının da zina olduğunu” söylemesi üzerine sınıfta bulunan Alevi öğrenciler durumu ailelerine bildirdi. Ailelerin okula gelerek duruma tepki gösterip, suç duyurusunda bulundular.

Burada belirtilen birçok örnekten de görüldüğü üzere Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenen, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu bu derslerde birçok kez Alevi öğrencilere karşı işlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) zorunlu din dersini insan haklarına aykırı bulan kararlarının ardından, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi mahkemesine benzeri bir karar vererek, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmak isteyen bir öğrencinin başvurusunun kabul edilmemesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmederek, 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Fakat bu dersler halen Alevi öğrencilere dayatılmakta nefret söylemlerine maruz kalmalarına neden olunmaktadır.

Devletin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğini tanımlayan anayasal haklar ve tamamı Alevilerin inanç özgürlüğü lehine çeşitli AİHM kararları ile birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizin de onayladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan “düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” hakkının halen yaşama geçirilmemesi, Alevi öğrencilerin din derslerin maruz kaldıkları nefret söylemlerinin ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmemesi, yargı kararlarına rağmen idarenin uygulamalarından doğan sorunların önüne geçilmemesinin ve en nihayetinde zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Alevi öğrencilere dayatılmasının nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılması elzemdir.

HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu milletvekillerinden Bursa’daki din dersi öğretmeninin Aleviler hakkındaki nefret söylemine ilişkin soru önergesi

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu