ManşetYazılar

Aşure – aşura

Aşure İbranice bir kelimedir (Orijinal telaffuzu aşuradır) ve on (10) anlamına gelmektedir. Başka bir deyimle Hicri takvimin ilk ayı olan muharrem ayının onuncu günüdür.

Arapça’da “aşere” on, “âşir” onuncu demektir. Onuncu gün manasına gelen “âşir”i, aşure şeklinde telâffuz ederek muharremin onuncu gününe aşure günü ismi vermişiz, böylece tarihe de aşure günü olarak geçmiştir.

İslam öncesinde de muharrem ayı kutsal aylardan kabul edilip bu ayda savaşılmazdı. Eğer bu barış aylarında savaş olursa, yasak çiğnendiği için “Ficâr savaşı” denirdi. Ficar ise “azmak, haktan ayrılmak, günaha dalmak, yemininde ve sözünde yalancı çıkmak” anlamındadır.

Hz. Hüseyin, Yezid tehdidi karşısında Kufe’ye bu ayda seyahat etmiş ancak Yezid bu kadim geleneği de bozarak Hz. Hüseyin ve ailesini bu ayda katletmiştir.

Hz. Hüseyin muharrem ayının 10. gününde Kerbela’da ailesi ve yakınlarından oluşan 72 kişinin büyük çoğunluğuyla birlikte katledilmiştir. Kerbela Katliamı’ndan çok az kişinin sağ kurtulduğu bilinmektedir. Zeynep Ana başta olmak üzere sağ kurtulanlar kadınlardan oluşmaktadır. Erkek olarak sadece Hz. Hüseyin’in en küçük oğlu Zeynel Abidin sağ kurtulmuş ve imam soyu bu sayede devam edebilmiştir.

Şiiler muharrem ayının onuncu günü olan Aşura gününde Hz. Hüseyin’in katlini anmakta ve aşure çorbaları pişirmektedirler. Türkiye topraklarında yaşayan Sünniler de muharrem ayının onuncu gününde aşure çorbası yapıp dağıtmaktadırlar.

Aşure çorbası kadim bir gelenek olup köken itibariyle Nuh tufanına dayandırılmaktadır. Rivayete göre Nuh’un gemisi tufan sonrası karaya oturduktan sonra gemide bulunan tüm yiyecekler bir kazana atılır ve pişirilir ve bu yemeğe Aşure yemeği denir.

Bu kadim gelenek günümüzde Anadolu ve Mezopotamya halklarınca devam ettirilmektedir. Günümüzde Aşure yemeğini özel bir ritüelle ve inançsal atıfla sahiplenen topluluk Alevilerdir. Aleviler 12 gün süren matem orucunun son gününde aşure yemeği yapmaktadırlar. Yani onuncu gününde değil 12. günden itibaren aşure lokması pişirilip ve lokma olarak paylaşılmaktadır.

Aşure lokması Alevilerce kadim geleneğin devamı, Kerbela’da Zeynel Abidin’in kurtulması aşkına sürdürülmektedir. Oruç 12. gün sabahtan ocağa konan aşure kazanlarının kaynamasıyla birlikte açılmakta ve aşure lokmasıyla açılıp hem oruç hem de yas tamamlanmaktadır.

Alevilerce pişirilen aşure lokmasında mutlaka on iki çeşit malzeme olmak zorundadır. Aşure lokması farklı tatların bir kazanda kaynayıp sunulduğu bir lokmadır. Alevi öğretisindeki yol bir sürek, binbir ve çoklukta birliği temsil etmesi açısından da önemlidir.

Aşure lokması günümüzde muharrem mateminin tamamlandığı on ikinci gün başlayıp devam eden iki hafta boyunca pişirilip paylaşılmaktadır. Hemen hemen bütün cemevleri artık aşure lokmasını inancın bir gereği olarak yapmaktadırlar.

Aşure lokması Aleviler ve Alevilerin dostları arasındaki birliği, dirliği sağladığı gibi cemevlerinin canlanmasına da vesile olmaktadır. Tüm canların katkılarıyla hazırlanan ve büyük kazanlarda pişirilen aşure lokmaları bolluk içerisinde tüm canların emeklerinin de lezzetini yansıtmaktadır.

Aşure lokmalarını paylaştığımız bu günlerin kadim zamanlarda olduğu gibi barış, huzur bolluk ve bereket getirmesi dileğiyle tüm canların lokmaları kabul olsun.

Aşk ile…

Ali Kenanoğlu

Evrensel Gazetesi / 13.10.2017

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu